Onun tebessümü onu rahatlattı. - His smile put her at ease.
Onun tebessümü onu rahatlattı.
His smile put her at ease.
Tom dün gece Mary'yi rahat ettiriyor gibi görünmüyordu. - Tom couldn't seem to put Mary at ease.
Tom dün gece Mary'yi rahat ettiriyor gibi görünmüyordu.
Tom couldn't seem to put Mary at ease.