Bu mağaza her türlü yabancı dil dergilerine sahiptir.
- This shop has all kinds of foreign-language magazines.
Her türlü zamanımız var.
- We have all kinds of time.
Her türlü grup etkinlikleri vardı.
- There were all sorts of group activities.
Onun geçmişi hakkında her türlü söylenti yükseldi.
- All sorts of rumors rose about her past.
Tom her çeşit şeyi oldukça iyi yapabilir.
- Tom can do all sorts of things quite well.
Tokyo'da her çeşit millet yaşar.
- All sorts of people live in Tokyo.