all the time, or very often

listen to the pronunciation of all the time, or very often
English - Turkish

Definition of all the time, or very often in English Turkish dictionary

constantly
sıkça
constantly
devamlı/sabit olarak
constantly
ikide bir
constantly
ikide birde
constantly
mükerrer olarak
constantly
sabit düzeyde
constantly
durmaksızın
constantly
sık sık

Onlar sık sık kendileriyle çelişiyorlar. - They contradict themselves constantly.

Lütfen sık sık sözümü kesmekten kaçınır mısınız! - Could you please refrain from interrupting me constantly!

constantly
devamlı
constantly
sürekli

O, sürekli şikâyet ediyor. - He is constantly complaining.

Sally saç stilini sürekli değiştiriyordu. - Sally was constantly changing her hairstyle.

constantly
hiç durmadan
constantly
sürekli olarak

Sürekli olarak isimleri unutuyorum. - I am constantly forgetting names.

Annesi sürekli olarak bundan şikâyet ediyor. - His mother is constantly complaining about it.

constantly
daima

Daima kendi kendime lakırdı ederim. - I constantly talk to myself.

English - English
constantly
all the time, or very often
Favorites