all the time, or very often

listen to the pronunciation of all the time, or very often
English - Turkish

Definition of all the time, or very often in English Turkish dictionary

constantly
sıkça
constantly
devamlı/sabit olarak
constantly
ikide bir
constantly
ikide birde
constantly
mükerrer olarak
constantly
sabit düzeyde
constantly
durmaksızın
constantly
sık sık

Tom sık sık kendisiyle çelişir. - Tom constantly contradicts himself.

Lütfen sık sık sözümü kesmekten kaçınır mısınız! - Could you please refrain from interrupting me constantly!

constantly
devamlı
constantly
sürekli

Karısı ona sürekli dırdır ediyor. - His wife nags him constantly.

İnsanlar kendilerini düşünemedikleri için onu sürekli başkalarını kopyalayan insanlar yaparlar. - People who are constantly copying others do it because they can't think for themselves.

constantly
hiç durmadan
constantly
sürekli olarak

Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum. - I'm constantly telling her to behave herself.

Amcam sürekli olarak ailesine başına bela olur. - My uncle constantly causes his family trouble.

constantly
daima

Daima kendi kendime lakırdı ederim. - I constantly talk to myself.

English - English
constantly
all the time, or very often
Favorites