all that is left of the stock of some things; remnants

listen to the pronunciation of all that is left of the stock of some things; remnants
English - Turkish

Definition of all that is left of the stock of some things; remnants in English Turkish dictionary

remains
{i} kalıntılar

Onlar tarihte kaybolmuş bir uygarlığın kalıntılarını çaldılar. - They took away the remains of a civilization lost in history.

Orada kalenin kalıntılarını hâlâ görebilirsin. - You can still see the remains of the fortress there.

remains
artıklar
remains
{i} izler
remains
kalıtlar
remains
yığıntı
remains
ceset kalıntısı
remains
kalanlar
remains
yemek artıkları
remains
döküntü
remains
artık
remains
ölünün kemikleri
remains
kalıntı

Antik uygarlıkların kalıntılarını korumaya çalışmalıyız. - We must try to preserve the remains of ancient civilizations.

Onlar tarihte kaybolmuş bir uygarlığın kalıntılarını çaldılar. - They took away the remains of a civilization lost in history.

remains
ceset
remains
ölü

Onun ölümünün sebebi bir sır olarak kalır. - The cause of his death still remains a mystery.

Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir. - Despite medical advances, ectopic pregnancy remains a significant cause of maternal mortality worldwide.

remains
kal

Söz uçar, yazı kalır. - Words fly away, the written remains.

O, prensiplerine sadık kalıyor. - He remains loyal to his principles.

remains
(isim) izler
English - English
remains

He couldn't bring himself to eat the remains of the chicken dinner.

all that is left of the stock of some things; remnants
Favorites