Tüm gün sürekli yağmur yağdı.
- It rained continuously all day.
Bilgisayar tamiri tüm gün sürdü.
- The computer repair took all day.
O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı.
- She's been working all day long.
O gün boyu kocasına hizmet etti.
- She waited on her husband all day long.
Bütün gün boşa kürek salladı.
- He built castles in the air all day.
Eğer yarın yağmur yağarsa, bütün gün evde kalacağım.
- If it rains tomorrow, I will stay at home all day.