Tamam, önerinizi kabul edeceğim.
- All right. I'll accept your offer.
Tamam, önerinizi kabul edeceğim.
- All right. I'll accept your offer.
Ben şimdi tamamen iyiyim.
- I am quite all right now.
Bunu yaparsam sorun olur mu?
- Is it all right if I do this?
Bu öğleden sonra erken gidersek doğru olur mu?
- Is it all right if I leave early this afternoon?
Neşelen! Yakında her şey iyi olacak.
- Cheer up! Everything will soon be all right.
Bay Ford şimdi iyidir.
- Mr Ford is all right now.
Anlaşıldı. Onu ben götüreceğim.
- All right. I'll take it.
Anlaşıldı. Lütfen onu ısmarla.
- All right. Please order it.
Tom'un tamamen doğru yaptığını düşünüyordum.
- I thought Tom did all right.
Bu öğleden sonra erken gidersek doğru olur mu?
- Is it all right if I leave early this afternoon?
Burada her şey yolunda mı?
- Is everything all right out here?
Şimdiye kadar her şey yolunda.
- It is all right so far.
Sadece rahatla her şey yoluna girecek.
- Just relax. Everything's going to be all right.
İçin rahat olsun, her şey yoluna girecek.
- Don't worry. Everything's going to be all right.
Tom oldukça iyi dans edebilir, değil mi?
- Tom can dance fairly well, can't he?
Tom Fransızcayı oldukça iyi konuşur değil mi?
- Tom speaks French fairly well, doesn't he?
I had a headache earlier, but now I'm all right.
All right, so what you suggest we do next?.
The car is all right. It gets me there, anyway.
That went all right, I suppose.
All right, mate, how are things with you and the missus?.
All right, let's go then.
All right, let's get started.
All right! They scored!.
You taught them a lesson all right! They won't be back.
All right, already! Let me finish what I was doing first, and then we can talk.
... MR. LEHRER: OK. All right. ...
... MR. LEHRER: All right, we're going to move to a ' ...