Tom başından beri sürpriz parti hakkında biliyordu.
- Tom knew about the surprise party all along.
Biz onu başından beri biliyorduk.
- We knew it all along.
O her zaman sendin, değil mi?
- It was you all along, wasn't it?
Bu ta başından benim planımdı.
- This was my plan all along.
Ta başından beri bu Tom'un planı değil miydi?
- Was this Tom's plan all along?
Bütün demiryolu boyunca kasabalar türedi.
- Towns sprang up all along the railroad.
Dan tüm dava boyunca masumiyetini korudu.
- Dan maintained his innocence all along the lawsuit.
Sami baştan beri katildi.
- Sami was the killer all along.
En başından beri planın buydu, değil mi?
- That was your plan all along, wasn't it?
Sana bunu en başından beri söylüyorum.
- I've been telling you that all along.
He thought he had me fooled, but I knew the truth all along.
... all along ...