alive; existing

listen to the pronunciation of alive; existing
English - Turkish

Definition of alive; existing in English Turkish dictionary

around
çevrede

Gökdelen çevredeki diğer binaların üzerinden yükseldi. - The skyscraper rose above the other buildings around.

Senin için çevredekilere sormamı ister misin? - Would you like me to ask around for you?

around
bu civarda

Bu civarda bir postane var mıdır? - Is there a post office around here?

Sanırım o bu civarda. - I think it's around here.

around
arada burada
around
ortalıkta

Neden bu kıyafetler ortalıkta duruyor? - Why are these clothes lying around?

around
görünürlerde
around
orada burada
around
yakınlarda
around
öteye beriye
around
etrafın(d)a
around
aşağı yukarı, yaklaşık; sularında: around 6 o'clock saat altı sularında
around
{e} civarında, etrafında: somewhere around Naples Napoli civarında bir yerde
around
{e} etrafında: around the table masanın etrafında
around
(İnşaat) etrafında, civarında
around
yayılmak
around
atlatmak
around
etrafına: He looked around. Etrafına baktı
around
edat etrafına
around
şuraya buraya
around
(zarf) etrafına, etrafında, etrafta, çevrede, bu civarda; arada burada, oraya buraya
English - English
around

B: Oh, he's still around. He's feeling better now.

alive; existing
Favorites