Turkish - English
Definition of alımı in Turkish English dictionary
- alım
- purchase
The purchase is on the company's account.
-Alım, şirketin hesabında.
I paid for my purchases in cash.
-Alımlarım için nakit ödedim.
- alacak hakkı alımı
- (Kanun) forfeiting
- alkol alımı
- alcohol drinking
- alım
- (Tıp) uptake
- alım
- volume
- alım
- purchased
- alım
- glamour
- alım
- capacity
- alım
- intake
After his heart attack, Jim had to cut down on his sugar intake.
-Jim kalp krizinden sonra, şeker alımını kesmek zorunda kaldı.
Tom's doctor advised him to cut down on his sugar intake.
-Tom'un doktoru ona şeker alımını azaltmasını tavsiye etti.
- alım
- (Ticaret) buy
An investors' group is attempting a leveraged buy-out of the firm.
-Bir yatırımcı grup firmanın kaldıraçlı satın alımını deniyor.
- destekleme alımı
- (Ticaret) support purchase
- hizmet alımı
- (Ticaret) service procurement
- ileti alımı
- (Askeri) message retrieval
- personel alımı
- (Ticaret) recruitment
- alım
- procurement
- alım
- enticement
- alım
- a single act of taking
- alım
- something which has been purchased
- alım
- act of buying
- alım
- purchase, buying; charm, glamour, glamor; capacity, volume; intake
- alım
- purchase, buying
- alım
- act of purchasing
- alım
- charm
I think she is charming and attractive.
-Sanırım o, alımlı ve çekici.
- destekleme alımı
- support buying
- eleman alımı
- staff recruiting
- gizlilik alımı
- (Bilgisayar) privacy import
- menkul değer satın alımı
- (Ticaret) financial investment
- para alımı
- fin . collection of money, collecting money
- para alımı
- collectin money
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of alımı in Turkish Turkish dictionary
- Alım
- (Hukuk) MÜBAYAA
- alım
- Gözü, gönlü çeken durum, cazibe
- alım
- Alma işi
- alım
- Gözü, gönlü çeken durum, cazibe: "O ne eda, o ne alım, o ne çalım."- H. R. Gürpınar
- alım
- Kurum, çalım, gurur
- alım
- Genişlik
- destekleme alımı
- Bir ürünün değerini belli bir düzeyden aşağı düşürmemek için devletçe yapılan satın alma işi