Take your time. We have all afternoon to shop.
- Acele etme. Alışveriş yapmak için bütün öğleden sonramız var.
Tom went downtown to do shopping.
- Tom alışveriş yapmak için şehir merkezine gitti.
Nancy did some shopping on the way.
- Nancy yolda biraz alışveriş yaptı.
I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
- Ne alışveriş yapacak ne de anneme hoşça kal diyecek vaktim vardı.
I have to go shopping; I'll be back in an hour.
- Alışveriş yapmaya gitmeliyim, bir saat içinde döneceğim.
She may have gone out to do some shopping.
- O biraz alışveriş yapmak için dışarı gitmiş olabilir.
Nancy did some shopping on the way.
- Nancy yolda biraz alışveriş yaptı.
She didn't go shopping yesterday, did she?
- Dün alışveriş yapmaya gitmedi, değil mi?
Direct marketing is a means of allowing people to shop from home.
- Doğrudan pazarlama insanların evden alışveriş yapmasını sağlayan bir yoldur.