I am in the habit of taking a walk every day.
- Her gün yürümeye alışkınım.
He was in the habit of taking a walk before breakfast.
- Onun kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı.
I went to the department store with a view to buying a present.
- Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.
She arranges the buying and selling of houses in and around Deal.
- O Deal'in içinde ve çevresinde ev alışı ve satışı düzenlemektedir.
His new book met with a favorable reception.
- Onun yeni kitabı tatminkar bir alışla karşılaştı.
These French exercises are not easy.
- Bu Fransızca alıştırmalar kolay değil.
I solved every exercise in less than half an hour.
- Bütün alıştırmaları yarım saatten kısa bir sürede çözdüm.
Practice makes perfect.
- Alıştırma mükemmel yapar.
Learning a second language requires a lot of practice.
- İkinci bir dil öğrenmek birçok alıştırma gerektirir.
It'll take some time to get used to living here.
- Burada yaşamaya alışmak biraz zaman alacak.
You'll soon get used to the climate here.
- Yakında buradaki iklime alışırsın.