I think that our living together has influenced your habits.
- Sanırım birlikte yaşamamız alışkanlıklarını etkiledi.
It's not easy to get rid of a bad habit.
- Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak kolay değildir.
Tom never varies his routine.
- Tom asla alışkanlıklarını değiştirmez.
Wine is wont to show the mind of man.
- Şarap, insanın aklını göstermek için alışkanlıktır.
Did you ever hear of such a strange custom?
- Hiç böyle garip bir alışkanlık duydunuz mu?
Gambling isn't one of Tom's vices.
- Kumar Tom'un kötü alışkanlıklarından biri değil.
I have vices, but gambling isn't one of them.
- Benim kötü alışkanlıklarım var fakat kumar onlardan biri değil.
Smoking is not a habit; it's an addiction.
- Sigara içmek alışkanlık değildir; bir bağımlılıktır.
Smoking is no habit but an addiction.
- Sigara içmek bir alışkanlık değil ama bir bağımlılıktır.
I think you should change your eating habits.
- Yeme alışkanlıklarını değiştirmen gerektiğini düşünüyorum.
Cats show emotional habits parallel to those of their owners.
- Kediler sahiplerininkine paralel duygusal alışkanlıklar gösterir.