aksansız

listen to the pronunciation of aksansız
Turkish - English
unaccented
atonic
unstressed (Phonetics)
aksan
accent

Tom could tell by Mary's accent that she wasn't a native speaker. - Tom Mary'nin aksanına bakarak onun bir yerli olmadığını söyleyebiliyordu.

She speaks English with a foreign accent. - O İngilizceyi yabancı aksanıyla konuşur.

aksan
(Bilgisayar) diacritic
aksan
diacritics
aksan
accent, stress; style of pronunciation
aksan
mode of pronunciation characteristic of a group of people or region; emphasis placed on a certain syllable in a word; accents
aksan
accents

Mary thinks that German accents are sexy. - Mary Alman aksanlarının çekici olduğunu düşünüyor.

She spoke in mild accents. - O hafif aksanla konuştu.

Turkish - Turkish

Definition of aksansız in Turkish Turkish dictionary

AKSAN
(Hukuk) Belli bir ülkenin veya yerin insanlarına has ses perdesi özelliği
aksan
Bir ülkenin, bir bölgenin insanlarına özgü söyleyiş özelliği
aksan
Bir ülkenin insanlarına veya bir çevreye özgü söyleyiş özelliği
aksan
Vurgu
aksan
Vurgu, kelime vurgusu, grup vurgusu
aksan
Vurgu, kelime vurgusu
aksan
Bir ülkenin insanlarına veya bir çevreye özgü söyleyiş özelliği: "Sade akıcı ve temiz aksanı ile değil davranışları ile de Türk'ten ayırt edemezsiniz."- H. Taner
aksansız
Favorites