(Askeri) YÜKSEKTE İNFİLAK: Yumuşak hedefler üzerinde zayiatı veya zararı arttıran bir nükleer silahın güvenli serpinti infilak yüksekliği veya gerçek yer sıfırında radyasyon kirlenmesinin azalması
(Askeri) HAVADA NÜKLEER İNFİLAK: Bir nükleer silahın havada, ateş topu azami yarı çapından daha büyük yükseklikte infilakı. Bak. "type of burst", "airburst", "surface burst" "nuclear underground burst", "nuclear underwater burst". NUCLEAR, BIOLOGICAL, CHEMICAL AREA OF OBSERVATION: NÜKLEER, BİYOLOJİK, KİMYASAL GÖZETLEME BÖLGESİ: Bir ordu, ordular grubu veya bir müttefik kuvvet sorumluluk bölgesiyle kıyaslanabilecek muhtelif nükleer, biyolojik ve kimyasal gözetleme bölgelerini ihtiva eden bir coğrafik bölge
English - English
Definition of airburst in English English dictionary