Sağlık çalışanları ihtiyacı olan insanlara yardım eder.
- Health workers aid people in need.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Aids'li insanlara yardım etmek amacıyla para toplamak için şarkıcılar birlikte şarkı söylediler.
- The singers sang together in order to raise money to help people with AIDS.
Adam boğulan kadına yardımcı olmak için daldı.
- The man dived to the drowning woman's aid.
Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.
- I was aided by a dear friend.
Onu kendi işinde destekledik.
- We aided him in his business.
Bu yeni ilaç, tedavine yardımcı olabilir.
- This new medicine may aid your recovery.
Biz ona parayla yardımcı olduk.
- We aided him with money.
Onlar derhal bize yardım etmeye geldiler.
- They came to our aid at once.
Aids'li insanlara yardım etmek amacıyla para toplamak için şarkıcılar birlikte şarkı söylediler.
- The singers sang together in order to raise money to help people with AIDS.
Since respondents were asked specifically if they saw any of the company's ads in the aided awareness question, that score is higher than the one for unaided awareness.
The incompetent general's brilliant aid often made priceless suggestions.