Turkish - English
Definition of ahlaksizlik in Turkish English dictionary
- ahlaksızlık
- indecency
The government decided to ban the book on grounds of indecency.
-Hükümet ahlaksızlık gerekçesiyle kitabı yasaklamaya kararı verdi.
- ahlaksızlık
- viciousness
- ahlaksızlık
- immorality, depravity, debauchery
- ahlaksızlık
- vice
Poverty is the mother of all vices.
-Yoksulluk bütün ahlaksızlıkların anasıdır.
Virtues are the vices of the majority.
-Erdemler çoğunluğun ahlaksızlıklarıdır.
- ahlaksızlık
- uncleanliness
- ahlaksızlık
- debauch
- ahlaksızlık
- depravation
- ahlaksızlık
- dissoluteness
- ahlaksızlık
- rascality
- ahlaksızlık
- immorality
- ahlaksızlık
- corruption
- ahlaksızlık
- turpitude
- ahlaksızlık
- wantonness
- ahlaksızlık
- moral turpitude
- ahlaksızlık
- debauchery
- ahlaksızlık
- depravity
- ahlaksızlık
- (Kanun) lewdness
- ahlaksızlık
- profligacy
- ahlaksızlık
- meanness
- ahlaksızlık
- perversity
- ahlaksızlık
- amorality
- ahlaksızlık
- impropriety
- ahlaksızlık
- antinomianism
- ahlaksızlık
- impurity
- ahlaksızlık
- {i} licentiousness
- ahlaksızlık
- priapism
- ahlaksızlık
- unmorality
- ahlâksızlık
- perverse
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of ahlaksizlik in Turkish Turkish dictionary
- ahlaksızlık
- Ahlak kurallarına uymama, ahlaksızca davranış
- ahlaksızlık
- Ahlaksız olma durumu
- ahlaksızlık etmek
- Ahlâksızca davranmak
Related Terms
ahlaksizlik
Hyphenation
ahl·âksız·lıkResimler
History
Favorites