ahead of the correct time or schedule

listen to the pronunciation of ahead of the correct time or schedule
English - Turkish

Definition of ahead of the correct time or schedule in English Turkish dictionary

fast
(Argo) hovarda
fast
(Tıp)

Fadil bir fast-food restoran açtı. - Fadil opened a fast-food restaurant.

Gerçekleri en çok açığa çıkaran, en çabuk ölür. - He who uncovers the most dies the fastest.

fast
yapışmak
fast
sıkı olarak
fast
{s} sabit
fast
derin olarak
fast
metin
fast
{s} ayrılmaz
fast
defalarca
fast
{s} değişmez
fast
eğlenceye düşkün
fast
{s} sıkı

Tüm gevşek düğümleri kontrol edin ve onları sıkı bağlayın. - Check all the loose knots and fasten them tight.

Bu ağaca sıkı dayanın. - Hold fast to this tree.

fast
{s} hızla

Koko, hızla öğrenmeye devam etti. - Koko continued to learn fast.

Noel hızla yaklaşıyor. - Christmas is fast approaching.

fast
{s} seri
fast
{s} su gibi
fast
(sıfat) çabuk, hızla, hızlı, rengi atmaz, solmaz, su gibi, süratli, seri, ileri (saat), eli çabuk, tez canlı, uçarı, dayanıklı, sağlam, değişmez, sabit, sıkı, ayrılmaz
fast
{s} dayanıklı
fast
çabucak

Tom'un uyumada problemi olduğunda, o kakımları saymaya başlar.O, onu çabucak sakin bir hale getirir. Ve o kakımları elliye kadar sayabilmeden önce derin uykuya dalar. - When Tom has trouble sleeping, he starts counting stoats. That quickly brings him into a peaceful mood, and he is fast asleep before he could count the stoats to fifty.

fast
{s} hafifmeşrep. z. çabuk, tez
English - English
fast

There must be something wrong with the hall clock. It is always fast.

ahead of the correct time or schedule

    Hyphenation

    a·head of the cor·rect time or sched·ule

    Turkish pronunciation

    ıhed ıv dhi kırekt taym ır skecul

    Pronunciation

    /əˈhed əv ᴛʜē kərˈekt ˈtīm ər ˈskeʤo͞ol/ /əˈhɛd əv ðiː kɜrˈɛkt ˈtaɪm ɜr ˈskɛʤuːl/
Favorites