Bu küresel şirket genel olarak kabul görmüş muhasebe ilkelerini izliyor.
- This global company follows generally accepted accounting principles.
O, kısa sürede aileye kabul edildi.
- He was soon accepted into the family.
Sigara içmenin zararlı olduğu iddiası kabul edildi.
- The argument that smoking is injurious has become accepted.
Ben, makaleyi bir seyahat dergisi tarafından kabul ettirdim.
- I had the article accepted by a travel magazine.
Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.
- They accepted her as the city's best doctor.