agent noun of draw; one who draws

listen to the pronunciation of agent noun of draw; one who draws
English - Turkish

Definition of agent noun of draw; one who draws in English Turkish dictionary

drawer
çekmece

Tom mutfakta bir çekmeceden bir bıçak çıkardı. - Tom took a knife out of a drawer in the kitchen.

Tom çekmeceyi boş buldu. - Tom found the drawer empty.

drawer
{i} çekmece (masa)
drawer
(Kanun,Ticaret) keşide eden
drawer
(Ticaret) alacaklı
drawer
çekmece masa
drawer
göz

Tom çekmeceleri gözden geçirdi. - Tom looked through the drawers.

drawer
chest of drawers çekme gözlü konsol
drawer
çeken kimse/çekmece
drawer
{i} işlemci
drawer
{i} çekmeceli dolap
drawer
şifoniyer

Mary elbiselerini düzgünce katladı ve onları şifoniyer çekmecelerine yerleştirdi. - Mary neatly folded her clothes and placed them in her dresser drawers.

drawer
{i} keşideci
drawer
çekme işini gören araç veya kimse
drawer
{i} çeken kimse
English - English
drawer
agent noun of draw; one who draws
Favorites