against, in contrast to

listen to the pronunciation of against, in contrast to
English - Turkish

Definition of against, in contrast to in English Turkish dictionary

counter
{i} tezgâh

Tom tezgaha gitti ve her ikimiz için bir içki aldı. - Tom went to the counter and bought us both a drink.

Tezgahta oturan üç tane beyaz adam vardı. - There were three white guys sitting at the counter.

counter
sayaç

Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü. - In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.

in contrast to
in aksine
counter
(Ayakkabı) Fort. Ayakkabıda arka kısmının dik durması ve formunu muhafaza etmesi için saya ile astar arasına konan sertleştirici takviyeye
counter
{s} karşı, mukabil. z
counter
(Tıp) kunter
in contrast to
rağmen
in contrast to
-e karşın
in contrast to
tersine
in contrast to
aksine

Sadece çekirdekte olan DNA'nın aksine, RNA da sitoplazmada bulunur. - In contrast to DNA, which only occurs in the nucleus, RNA is also found in the cytoplasm.

Birçok söylentinin aksine, ben her şeyi bilmiyorum. - In contrast to many rumours, I don't know everything.

counter
{f} karşı gel
counter
fiş
counter
karşılık vermek
counter
karşısında olmak
counter
{s} ters, zıt, aksi
counter
tersine

Tokmağı saat yönünün tersine çevirin. - Turn the knob counterclockwise.

counter
ters

O tamamen ters etkili olurdu. - That would be counterproductive.

Sizin fikriniz bizim politikamıza ters düşüyor. - Your idea runs counter to our policy.

counter
(zarf) ters, karşı, aykırı
counter
(Mukavele) tezgah; sayaç
counter
{i} karşıt şey
counter
{s} (to) -e karşı, -in tersine
counter
{f} kontra yumruk atmak
counter
zıt gitmek
counter
karşılıklı vuruş
in contrast to
-in aksine
English - English
{e} versus
counter
in contrast to
in contradistinction to
against, in contrast to
Favorites