I certainly don't condone that.
- Kesinlikle onu affetmem.
Forgive me Father for I have sinned.
- Günah işlediğim için beni affet Tanrım.
Forgive them, for they know not what they do.
- Onları affet, zira onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.
She forgave him for killing her father.
- O, babasını öldürdürmesine rağmen onu affetti.
Tom forgave Mary for losing all his money.
- Tom bütün parasını kaybettiği için Mary'yi affetti.
My mother excused his mistake.
- Annem onun hatasını affetti.
You'll have to excuse me.
- Beni affetmek zorunda kalacaksın.
Tom still hasn't forgiven me.
- Tom hâlâ beni affetmedi.
We have already forgiven you.
- Biz zaten sizi affettik.