One of the toughest things in the world to do is forgive.
- Dünyada yapacak en zor şeylerden biri affetmektir.
Is it harder to forgive or to forget?
- Affetmek mi yoksa unutmak mı daha zor?
You'll have to excuse me.
- Beni affetmek zorunda kalacaksın.
When I was young I used to pray for a bike. Then I realized that God doesn't work that way. So I stole a bike and prayed for forgiveness.
- Ben gençken bir bisiklet için dua ederdim. Sonra Allah'ın bu şekilde çalışmadığını fark ettim. Bu yüzden bir bisiklet çaldım ve affetmesi için dua ettim.
Forgiveness is a virtue.
- Affetme bir erdemdir.
I certainly don't condone that.
- Kesinlikle onu affetmem.
Forgive them, for they know not what they do.
- Onları affet, zira onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.
Forgive me Father for I have sinned.
- Günah işlediğim için beni affet Tanrım.
Tom forgave Mary on his deathbed.
- Tom Mary'yi ölüm döşeğinde affetti.
Tom never forgave himself for hurting Mary the way he did.
- Tom yaptığı tarz Mary'yi incittiği için kendini asla affetmedi.
You'll have to excuse me.
- Beni affetmek zorunda kalacaksın.
Excuse us for the inconvenience.
- Rahatsızlık için bizi affet.
She has forgiven him for everything.
- O, her şey için onu affetti.
Tom still hasn't forgiven me.
- Tom hâlâ beni affetmedi.
Tom asked his girlfriend to pardon him for forgetting her birthday.
- Tom onun doğum gününü unuttuğu için onu affetmesini rica etti.