Turkish - English
Definition of afaki̇ in Turkish English dictionary
- afaki
- phil. objective
- afaki
- random (conversation)
- afaki
- (konuşma) small, wandering, rambling; objective nesnel
- afaki
- small
- afaki
- wandering
- afaki
- aphakia
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of afaki̇ in Turkish Turkish dictionary
- (Hukuk) Objektif, nesnel; rastgele, somutluktan uzak
- AFAKÎ
- (Osmanlı Dönemi) Kıymetsiz sözler ve meseleler. (Enfüsinin zıddı.) (Objektif
- AFAKÎ
- (Osmanlı Dönemi) Kâinat ve içindeki hâdiselere âid. Nefsin haricindeki âleme dair
- afaki
- (Osmanlı Dönemi) dünyaya âit meseleler ve hâdiseler
- afaki
- Belli bir konu üzerinde olmayan konuşma
- afaki
- Belli bir konu üzerine olmayan, dereden tepeden (konuşma)
- afaki
- Nesnel, objektif
- afaki
- Boş, temelsiz ve gerçekten uzaksözler
- afaki
- Gözde billur cisim yokluğu
- afaki
- Dereden tepeden
- afaki
- Belli bir amacı olmayan, dayanaksız söz
- afaki
- Nesnel, objektif: "Bir anda bütün hislerini kaybederek afaki düşündü."- P. Safa
- afaki
- Gereksiz, havadan sudan konuşmak
- afaki
- Belli bir konu üzerine olmayan, dereden tepeden (konuşma): "Biraz afaki sohbetten sonra oradan kalktık."- A. Rasim
Related Terms
English - Turkish
Definition of afaki̇ in English Turkish dictionary
- afaki
- gözde lensin bulunmaması durumu