adverb poorly 1

listen to the pronunciation of adverb poorly 1
English - Turkish

Definition of adverb poorly 1 in English Turkish dictionary

badly
kötü bir şekilde

O kendini kötü bir şekilde yaktı. - He burned himself badly.

Tom kendini kötü bir şekilde yaktı. - Tom burned himself badly.

badly
fena halde, fena bir şekilde: The team was badly beaten. Takım fena halde yenildi
badly
fena bir şekilde
badly
şiddetle

Seni şiddetle özleyeceğiz. - We will miss you badly.

Bunu ne kadar şiddetle istiyorsun? - How badly do you want it?

badly
çok

Ekmek çok yumuşak olduğu için zor kesiliyor. - The bread is cutting badly because it's very soft.

Bunu çok fazla istemelisin. - You must want this very badly.

badly
ağır

Arabam kazada ağır hasar gördü. - My car was badly damaged in the accident.

Tom'un çantası ağır hasar gördü. - Tom's bag was badly damaged.

badly
çok: That child badly needs a new pair of shoes. O
badly
berbat

Berbat bir şekilde yanmış pilot hâlâ pilot kabinindeydi. - The badly burnt pilot was still in the cockpit.

O bir atılımı gerçekleştirmek için yeteneğini berbat bir şekilde abarttı. - He badly exaggerated his ability to achieve a breakthrough.

badly
kötü

Daha önce ağrıyordu, ama asla şu andaki kadar kötü bir şekilde değil. - It's ached before, but never as badly as right now.

O, oğullarına kötü davrandı. - He behaved badly to his sons.

badly
fena halde

Fena halde suya ihtiyacımız var. - We are badly in want of water.

O, fena halde azarlanmış görünüyor. - It seems that he was badly scolded.

badly
fena

Onun fena halde paraya ihtiyacı vardı. - She badly needed the money.

Fena şekilde yardımınıza ihtiyacım var. - I am badly in need of your help.

badly
berbat bir şekilde

O bir atılımı gerçekleştirmek için yeteneğini berbat bir şekilde abarttı. - He badly exaggerated his ability to achieve a breakthrough.

Mary berbat bir şekilde hayal kırıklığına uğratıldı. - Mary has been badly let down.

English - English
badly
adverb poorly 1
Favorites