Yönetici ona iki haftalık ücreti avans verdi.
- The manager advanced him two weeks' wages.
Bana biraz avans verebilir misin?
- Could you advance me some money?
Japon endüstrisi savaştan beri büyük ilerlemeler kaydetti.
- Japanese industry has made great advances since the war.
Zaman hızla geçti ve iş hiç ilerlemedi.
- Time passed rapidly and the work didn't advance at all.
Tıptaki son gelişmeler dikkat çekicidir.
- The recent advances in medicine are remarkable.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
- Advanced countries must give aid to developing countries.
Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.
- Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science.
Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.
- Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
- Advanced countries must give aid to developing countries.
Uzaylı, postbiyolojik ve gerçekten gelişmiş bir makinedir.
- The alien is postbiological and is really an advanced machine.
Japonya teknolojik olarak, en gelişmiş ülke oluyor.
- Japan is becoming the most advanced country technologically.
Peşin ödemek zorundasın.
- You have to pay in advance.
Kaça mal olacağını ona peşinen sorsan iyi olur.
- You had better ask him in advance how much it will cost.
O ileri düzey bir Esperanto dersi alıyor.
- He is taking an advanced course in Esperanto.
Buluşma tarihini ileri aldık.
- We advanced the date of the meeting.
Düşmanın ilerlemesini durdur.
- Stop the enemy's advancement.
Ordu nehir boyunca yavaşça ilerledi.
- The army slowly advanced across the river.
Tıbbi gelişmelere karşın dış gebelik, dünya çapındaki anne ölümlerinin önemli bir nedeni olmaya devam etmektedir.
- Despite medical advances, ectopic pregnancy remains a significant cause of maternal mortality worldwide.
Dan, Linda'nın seksüel önerisini reddetti.
- Dan rejected Linda's sexual advances.
Kiranı peşin olarak ödemelisin.
- You should pay your rent in advance.
Biletler peşin olarak 30 dolar ya da gösteri gününde 35 dolar.
- Tickets are $30 in advance, or $35 on the day of the show.
Yine, köktenci ideolojiler büyük tarihsel ilerlemelere karşı çıkarlar.
- Once more, the fundamentalist ideologies oppose to the great historical advances.
Japon endüstrisi savaştan beri büyük ilerlemeler kaydetti.
- Japanese industry has made great advances since the war.
O, işini bir saat önce bitirdi.
- She finished her work an hour in advance.
Lütfen yokluğunuzu önceden bana bildiriniz.
- Please inform me of your absence in advance.
The scouts found a site for an advance base.
to advance the price of goods.
to advance an argument.