Eşim bir çocuğu evlat edinmek istiyordu.
- My wife wanted to adopt a child.
Bir kediyi evlat edinirken bir köpeği evlat edinmek için bir sebep yok.
- There is no reason to adopt a dog when we could adopt a cat.
Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.
- Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate.
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
- Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
Tom seni evlat edinmek istiyordu.
- Tom wanted to adopt you.
Eşim bir çocuğu evlat edinmek istiyordu.
- My wife wanted to adopt a child.
Onlar kimsesiz çocuğu evlat edindi.
- They adopted the orphan.
Evlat edinilen kız Panamalıdır.
- The adopted girl is from Panama.
Karım evlat edinmek istiyor.
- My wife wants to adopt a child.
Karım bir çocuk edinmek istiyor.
- My wife wanted to adopt a child.
Onun önerisini benimsemeliyiz.
- We should adopt his proposal.
Fikrini benimsemeye karar verdik.
- We have decided to adopt your idea.
Yavru köpeğin tek iyi gözü benimseme için yalvarıyor.
- The puppy's single good eye begs me for adoption.
Tom ve Mary'nin evlat edinilmiş bir kızı var.
- Tom and Mary have one adopted daughter.
Evlat edinilmiş olduğumu biliyorum.
- I know that I'm adopted.
Tom kendinin evlatlık olduğunu biliyor mu?
- Does Tom know he was adopted?
O, küçük kızı evlatlık aldı.
- They adopted the little girl.
Tom defter tutma metodumuzu benimsedi.
- Tom adopted our method of bookkeeping.
O, yeni yöntemi benimsedi.
- He adopted the new method.
Tom yeni bir politika benimsedi.
- Tom adopted a new policy.
Tom Mary'nin fikrini benimsedi.
- Tom adopted Mary's idea.
A friend of mine recently adopted a Chinese baby girl found on the streets of Beijing.
Only after reaching 3 weeks of age are the infants considered adoptable.
... the electromagnetic force, they want to make it fashionable. Fashion models will adopt ...