She has a daughter named Mary.
- Onun Mary adlı bir kızı var.
I met a tall man named Ken.
- Ben Ken adlı uzun boylu bir adamla tanıştım.
I heard a song called Apologize on the radio.
- Radyoda Apologize adlı bir şarkının çaldığını duydum.
Dr. Sagan suffered from a rare bone marrow disease called myelodysplasia.
- Dr. Sagan miyelodisplazi adlı ender bir kemik iliği hastalığından muzdaripti.