Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Why were you picking up guys?
- Niçin adamları topluyorsunuz?
That car salesman was a pretty off the wall kind of guy.
- O araba satıcısı oldukça acayip bir adam.
Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
- Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
Two men had their arms severed in Taiwan after a tug-of-war accident.
- İki adam rekabet kazasından sonra Taiwan'da kollarını koparttılar.
The old man opened the car window and aimed his gun at the bird.
- Yaşlı adam araba penceresini açtı ve silahıyla kuşa nişan aldı.
The man shot three birds with a gun.
- Adam bir silahla üç kuşu vurdu.
Jackson was a rough man.
- Jackson, kaba bir adamdı.
I know a guy who knows a guy who knows Tom Jackson.
- Tom Jackson'ı tanıyan bir adamı tanıyan bir adam tanıyorum.
A man with a big dog came in.
- Büyük bir köpeği olan adam içeri girdi.
The dog growled at the strange man.
- Köpek yabancı adama hırladı.
The gentle-looking old man got up and gave his hand to me.
- Kibar görünüşlü yaşlı adam kalktı ve elini bana verdi.
The man took the boy by the hand.
- Adam çocuğu elinden tuttu.
There were two people in it, one of her girl students and a young man.
- Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam.
Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
- Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
The old person died in their room.
- Yaşlı adam odasında öldü.
Donald Trump is a famous business person.
- Donald Trump ünlü bir iş adamıdır.
He ought to know better than to quarrel with such a fellow.
- Böyle bir adamla tartışılmayacağını bilecek kadar akıllı olmalısın.
He is a very decent fellow.
- O, çok hoşgörülü bir adamdır.
Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.
- Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.
You're a gentleman and a scholar.
- Sen bir beyefendi ve bir bilim adamısın.
He described the man as a model gentleman.
- Adamı örnek bir beyefendi olarak tanımladı.
The police are after the man.
- Polis adamın peşinde.
The policeman spoke to a man on the street.
- Polis bir adamla sokakta konuştu.
The lady tolerated the man.
- Kadın adama tahammül etti.
The young lady has less fruit than the man.
- Genç bayanın adamdan daha az meyvesi var.
The gentle-looking old man got up and gave his hand to me.
- Kibar görünüşlü yaşlı adam kalktı ve elini bana verdi.
You're a gentleman and a scholar.
- Sen bir beyefendi ve bir bilim adamısın.
Is she a woman with a beard or a man with a woman's body?
- O sakallı bir kadın mı yoksa kadın vücutlu bir adam mı?
It was almost the perfect crime: we arrived at the scene, opened the trunk, killed the man and cleaned up the prints, but we forgot to hide the body.
- Neredeyse kusursuz cinayetti: Biz, olay yerine geldik, bagajı açtık, adamı öldürdük ve izleri temizledik, ama biz cesedi gizlemeyi unuttuk.
The man returned from his vacation full of beans.
- Adam tatilinden çok enerjik döndü.
Tom said he was mugged by three men.
- Tom, üç adam tarafından gasp edildiğini söyledi.
Say Goddess, what ensu’d when Raphael, / The affable Arch-Angel, had forewarn'd / Adam by dire example to beware / Apostasie,.
Second Adam from above,Reinstate us in thy love.
What splendid names for boys there are! / There's Carol like a rolling car, / And Martin like a flying bird, / And Adam like the Lord's First Word,.
Adem'in yasak meyveyi neden yedi?
- Why did Adam eat the forbidden fruit?
Havva, Adem'e bilgi elmasını verdi.
- Eve gave Adam the apple of knowledge.