The Earth is just a little island and we are little islanders.
- Dünya sadece küçük bir adadır ve biz küçük adalılarız.
The island lies to the west of Japan.
- Ada Japonya'nın batısında yer alır.
Seen from the sky, the island was very beautiful.
- Gökyüzünden bakıldığında ada çok güzeldi.
He dedicated himself to research.
- O kendini araştırmaya adadı.
The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
- Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
The Island of Taiwan's surface area is thirty-six thousand square kilometers.
- Tayvan adasının yüz ölçümü 36.000 kilometre kare.
The islet protrudes above the water.
- Adacık su üstünde çıkıntı yapıyor.
The islet stands out above the water.
- Adacık su üstüne çıkıyor.
He dedicated his life to helping the poor.
- O, hayatını fakir insanlara yardım etmeye adadı.
He dedicated himself to research.
- O kendini araştırmaya adadı.
He devoted himself to the study of chemistry.
- O kendini kimya çalışmasına adadı.
Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.
- Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.
- Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
She devoted herself to the volunteer activity.
- O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
The islet stands out above the water.
- Adacık su üstüne çıkıyor.
The islet protrudes above the water.
- Adacık su üstünde çıkıntı yapıyor.