Definition of adına in Turkish English dictionary
- (Hukuk) behalf
I attended the meeting on her behalf.
- Onun adına toplantıya katıldım.
He is acting on his own behalf.
- O kendi adına hareket etmektedir.
- in the name of, in behalf of sb, in sb's behalf, on behalf of sb, on sb's behalf
- in behalf of
She spoke in behalf of the homeless.
- O, evsizler adına konuştu.
- per pro
- in the name of
In the name of God, protect me from this crazy woman!
- Tanrı adına beni bu deli kadından koru!
We are here in the name of Jesus Christ and King Charles.
- İsa Mesih ve Kral Charles adına buradayız.
- per procurationem
- on behalf of
He made a speech on behalf of our company.
- Şirketimizin adına bir konuşma yaptı.
The vice-president attended the ceremony on behalf of the president.
- Başkan yardımcısı törene başkan adına katıldı.
- behalf of
The vice-president attended the ceremony on behalf of the president.
- Başkan yardımcısı törene başkan adına katıldı.
I would like to express our thanks on behalf of my colleagues.
- İş arkadaşlarım adına teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.
- on behalf of sb
- in honour of
- in behalf
- for
He attended the meeting for his father.
- Babasının adına toplantıya katıldı.
She spoke up for him.
- O, onun adına konuştu.
- adına düzenlemek
- organize for (someone)
- adına düzenlemek
- draw up in someone's name
- adına konuşma
- pleading
- adına konuşmak
- speak for
- adına konuşmak
- to speak for sb
- adına leke sürmek
- asperse smb.'s good name
- adına sunmak
- to dedicate to
- Birleşmiş milletler adına bölgenin yönetimi
- Trusteeship
- allah adına günahı affetmek
- absolve
- onun adına
- on behalf of
- onun adına
- in the name of
- rica başkası adına
- intercession
- senin adına
- for you
- başkasının adına yazmak
- ghost
- in adına
- on behalf of
- baküs adına yapılan seks partileri
- orgies
- başkası adına kitap yazan yazar
- ghost writer
- başkası adına rica eden kimse
- intercessor
- başkasının adına yazmak
- ghostwrite
- başkasının adına çalışan yazar
- ghost writer
- devlet adına yapılan taahhüt
- sponsion
- kendi adına
- (Hukuk) on its behalf
- kendi adına
- on one's own
- kendi adına konuşmak
- speak for oneself
- toplum adına
- (Politika, Siyaset) in the name of the public