Sami aktif olarak gizlice Leyla'yı takip ediyordu.
- Sami was actively stalking Layla.
1859'dan itibaren, Amerika'dan Protestan misyonerler gelmeye başladı ve Katolik ve de Rus Ortodoks kiliseleri de misyonerlik çalışmalarına aktif olarak dahil oldular.
- From 1859, Protestant missionaries from America started to arrive, and the Catholic and Russian Orthodox churches also became actively involved in missionary work.
Bayan Klein 80 yaşın üzerinde, ama hâlâ çok aktif.
- Mrs Klein is over 80, but she's still very active.
Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim.
- I am sure you will take an active role in your new position.
Şu anda, bu alanda etkin silahlı çatışma yok.
- Currently in this area there are no active hostilities.
Tom etkin bir yaşam sürüyor.
- Tom lives an active life.
Bu kafatası ve çizgileri, 17. yüzyılın sonlarında İngiltere'de faaliyet gösteren dünyaca ünlü Kaptan Kidd'e dayanılarak adlandırılmıştır.
- This skull and crossbones was named based on the world-famous Captain Kidd who was active in late 17th century Britain.
Cumhuriyetçi Parti'de faaliyet gösterdi.
- He became active in the Republican Party.
Borsa çok hareketlidir.
- The stock market is very active.
O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır.
- She looks young, but she's actually older than you are.
Tom aslında Boston şehri sınırları içinde yaşamıyor.
- Tom doesn't actually live within Boston city limits.
Aslında bu alanın bir haritasına sahibim.
- I actually do have a map of this area.
Aslında bu evin sahibi kim?
- Who actually owns this house?
Sahiden hiç Tayland yemeği denedin mi?
- Have you actually ever tried Thai food?
Birçok insan tembeldir. Aslına bakılırsa ben de tembelim.
- A lot of people are lazy. Actually, I'm lazy too.
Ben aslına bakılırsa asla burada daha önce olmadım.
- I've never actually been here before.
Aslına bakarsak ben bile Tom'la tanışmadım.
- I actually haven't even met Tom.
Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi?
- Can computers actually translate literary works?
Tom gerçekten asla Boston'da bulunmadı.
- Tom has actually never been to Boston.
Liisa aktif ve enerjik bir genç kadın.
- Liisa is an active and energetic young woman.
Tylenol'da etken madde nedir?
- What is the active ingredient in Tylenol?
Aspirindeki etken madde nedir?
- What is the active ingredient in aspirin?
Tom gerçekten asla Boston'da bulunmadı.
- Tom has actually never been to Boston.
Tom Mary için çalışmayı gerçekten sevdiğini anladı.
- Tom found that he actually liked working for Mary.
specifically, of a volcano Being an active volcano.
an active remedy.
... at actively and aggressively pursue ...
... small restaurants actively get ready for the fifty five ...