Yetmişinde hâlâ aktif.
- At seventy, he is still active.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Şu anda, bu alanda etkin silahlı çatışma yok.
- Currently in this area there are no active hostilities.
Etkin olmak zorundasın.
- You have to be active.
Kent etkinlikle doluydu.
- The town was full of activity.
Siyasal etkinlikte bulunmak için zamanım yok.
- I have no time to engage in political activity.
Birçok yerde, doğa insan faaliyeti tarafından tehdit edilir.
- In many places, nature is threatened by human activity.
Okumak iyi bir faaliyettir.
- Reading is a good activity.
Fadıl, Facebook'ta faaldir.
- Fadil is active on Facebook.
Bu kafatası ve çizgileri, 17. yüzyılın sonlarında İngiltere'de faaliyet gösteren dünyaca ünlü Kaptan Kidd'e dayanılarak adlandırılmıştır.
- This skull and crossbones was named based on the world-famous Captain Kidd who was active in late 17th century Britain.
Borsa çok hareketlidir.
- The stock market is very active.
Sami aktif olarak gizlice Leyla'yı takip ediyordu.
- Sami was actively stalking Layla.
1859'dan itibaren, Amerika'dan Protestan misyonerler gelmeye başladı ve Katolik ve de Rus Ortodoks kiliseleri de misyonerlik çalışmalarına aktif olarak dahil oldular.
- From 1859, Protestant missionaries from America started to arrive, and the Catholic and Russian Orthodox churches also became actively involved in missionary work.
Tom hiçbir beyin aktivitesi işareti göstermiyor.
- Tom is showing no signs of brain activity.
Turistler hayvanları korkuturlar ve onların doğal aktivite yapılarını bozarlar.
- The tourists scare away the animals and disrupt their natural activity patterns.
Senin gözde etkinliğin nedir?
- What's your favorite activity?
Favori yaz etkinliğin nedir?
- What's your favorite summer activity?
Tatoeba, yalnızca imajını kötülemek ve faaliyetini aşağılamak isteyenleri işbirlikçi olarak kabul etmemeli.
- Tatoeba should not admit as collaborators those who only wish to denigrate its image and demean its activity.
Tom hiçbir beyin aktivitesi işareti göstermiyor.
- Tom is showing no signs of brain activity.
Liisa aktif ve enerjik bir genç kadın.
- Liisa is an active and energetic young woman.
Aspirindeki etken madde nedir?
- What is the active ingredient in aspirin?
Tylenol'da etken madde nedir?
- What is the active ingredient in Tylenol?
specifically, of a volcano Being an active volcano.
an active remedy.
Pit row was abuzz with activity.
Quilting can be a fun activity.