Yaptırımların işe yarayıp yaramayacağından şüpheliyim.
- I doubt if sanctions will work.
Sendika üzerine yaptırımlar uygulanması uygunsuz.
- It is improper to impose sanctions upon the union.
Tom bunu asla onaylamaz.
- Tom will never sanction this.
Babası onların ailesi gibi aynı dini inançları paylaşmayan bir kızla onun nişanını tasdik etmedi.
- His father would never sanction his engagement to a girl who did not share the same religious beliefs as their family.
Babası onların ailesi gibi aynı dini inançları paylaşmayan bir kızla onun nişanını tasdik etmedi.
- His father would never sanction his engagement to a girl who did not share the same religious beliefs as their family.
Bu binaya girmek için yetkililerin onayını almak gereklidir.
- It is necessary to obtain the sanction of the authorities to enter this building.
Tom bunu asla onaylamaz.
- Tom will never sanction this.