act of polishing, act of brightening, act of making shiny

listen to the pronunciation of act of polishing, act of brightening, act of making shiny
English - Turkish

Definition of act of polishing, act of brightening, act of making shiny in English Turkish dictionary

shining
{s} parlayan

Biz gökyüzünde parlayan ilk yıldızı gördük. - We saw the first star shining in the sky.

Çocuk parlayan gözlerle konuştu. - The child talked with his eyes shining.

shining
{s} ışıltılı
shining
{s} ışıldayan

Işıldayan gözleriyle beni dinliyordu. - He was listening to me with his eyes shining.

shining
nurani
shining
mücella
shining
parıltılı
shining
parlak

Bu gece yıldızlar parlak şekilde parlıyor. - The stars are shining brightly tonight.

Bu gece ay parlak bir şekilde parlıyor. - The moon is shining brightly tonight.

shining
{f} parla

Biz gökyüzünde parlayan ilk yıldızı gördük. - We saw the first star shining in the sky.

O aktris şirketteki parlayan yıldızdır. - That actress is the shining star in the company.

shining
{s} ışık saçan
shining
parlayarak
shining
(isim) ışıltı, ışıldama, parlama
shining
{s} olağanüstü
shining
{i} ışıltı
shining
{s} ışıl ışıl

Ay ışıl ışıl parlıyordu. - The moon was shining brightly.

Güneş ışıl ışıl parlıyordu. - The sun was shining brightly.

shining
{i} ışıldama
shining
parlat/parla
shining
shiningly ışıldayarak
English - English
{i} shining
act of polishing, act of brightening, act of making shiny
Favorites