act of disappearing, vanishing; ceasing to exist

listen to the pronunciation of act of disappearing, vanishing; ceasing to exist
English - Turkish

Definition of act of disappearing, vanishing; ceasing to exist in English Turkish dictionary

disappearance
{i} gözden kaybolma

Paranın gözden kaybolmasını soruşturacağız. - We are going to look into the disappearance of the money.

disappearance
kaybolma

Zorla ortadan kaybolmak insanlığa karşı bir suçtur. - Forced disappearance is a crime against humanity.

Küreselleşme, yerel fahişelerin kaybolması anlamına mı geliyor? - Does globalisation mean the disappearance of local sluts?

disappearance
{i} ortadan kaybolma

Sami, Leyla'nın ortadan kaybolmasının endişelenilecek bir şey olmadığını varsaydı. - Sami assumed that Layla's disappearance was nothing to worry about.

Zorla ortadan kaybolmak insanlığa karşı bir suçtur. - Forced disappearance is a crime against humanity.

disappearance
gözden kayboluş
disappearance
kayboluş

Fadıl'ın Leyla'nın kayboluşuyla ilgili yapacak hiçbir şeyi yoktu. - Fadil didn't have anything to do with Layla's disappearance.

Bermuda Üçgenindeki kayboluşlar esrarengizdir. - The disappearances in the Bermuda Triangle are inexplicable.

disappearance
{i} ortadan kalkma
disappearance
{i} yok olma
English - English
{i} disappearance