Geç karar vermesiyle ünlüdür.
- He has a reputation for taking a long time to make a decision.
O nereye giderse ünü onunla birlikte gider.
- His reputation goes with him wherever he goes.
Kaza onun şöhretine zarar verdi.
- That incident harmed his reputation.
O, mükemmel şöhretiyle örnek alınacak bir kişidir.
- He is an exemplary person with an excellent reputation.
At eighteen she was working for her dad, repping on the road - On sekiz yaşında, babasının yanında satış temsilcisi olarak çalışıyordu.