across or spanning

listen to the pronunciation of across or spanning
English - Turkish

Definition of across or spanning in English Turkish dictionary

over
yukarıda

Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu. - Tom heard a helicopter overhead.

Kilise, kenti yukarıdan gören tepe üzerindedir. - The church is on the hill overlooking the city.

over
-in (her) tarafında
over
süresince
over
-den çok
over
aşağıya

Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi. - Tom pulled his cap down over his eyes.

over
-in üzerine
over
karşıya
over
bitmiş

Her şey bitmiş sayılmaz. - It ain't over till it's over.

Henüz her şey bitmiş sayılmaz. - It ain't over till the fat lady sings.

over
üzerine

Oğlunun ölümü üzerine ağladı. - She wept over her son's death.

Kızının ölümü üzerine ağladı. - He wept over his daughter's death.

over
öbür tarafa
over
{e} çok

Sevdiğin birinin kaybına çok uzun süre ağlama. - Don't mourn over the loss of your loved one too long.

Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim. - I'm the type who likes to think things over very carefully.

over
tersine

Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır. - Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.

over
üstüne, üzerine; üstünde, üzerinde; üstünden, üzerinden
over
baştan başa

Tom şimdi baştan başa sözleşmeyi okuyor. - Tom is reading over the contract right now.

over
aşırı,-in üstünde
over
geçkin

300'ü geçkin insan tutuklandı. - Over 300 people were arrested.

over
altını üstüne
over
(Askeri) İLERİDE !: Gözcü tarafından, patlamaların gözetleme hattına göre hedefin ötesinde olduğunu belirtmek için yapılan bildirim. Bak. " short"
over
bütün karşıdan karşıya
English - English
over
across or spanning

    Hyphenation

    a·cross or span·ning

    Turkish pronunciation

    ıkrôs ır spänîng

    Pronunciation

    /əˈkrôs ər ˈspanəɴɢ/ /əˈkrɔːs ɜr ˈspænɪŋ/
Favorites