Yaptığını sandığım başarı türünü elde etmek istiyorsan, öyleyse daha çok çalışmak zorunda kalacaksın.
- If you want to achieve the kind of success that I think you do, then you'll have to study harder.
Harika bir şey elde etmek istiyorum.
- I want to achieve something great.
Onu başarmak için kendini tehlikeye atmak zorunda kalacaksın.
- In order to achieve that, you'll have to take risks.
Önceden başardiğımız yarın başarabileceğimiz ve başarmak zorunda olduğumuz için bize ümit verir.
- What we've already achieved gives us hope for what we can and must achieve tomorrow.
O bir atılımı gerçekleştirmek için yeteneğini berbat bir şekilde abarttı.
- He badly exaggerated his ability to achieve a breakthrough.
İşinde neyi başarmak istiyorsun?
- What do you want to achieve in your work?
Önceden başardiğımız yarın başarabileceğimiz ve başarmak zorunda olduğumuz için bize ümit verir.
- What we've already achieved gives us hope for what we can and must achieve tomorrow.
O, dikkate değer sonuçlar elde etti.
- She achieved remarkable results.
Tom dikkat çekici sonuçlar elde etti.
- Tom has achieved remarkable results.
Mutluluğa ulaşmak zor.
- It's hard to achieve happiness.
Hedefime ulaşmak için çok fazla çalışıyorum.
- I work too much in order to achieve my goals.
Tom yapmak için başladığı işi başarmış gibi görünüyor.
- Tom appears to have achieved what he set out to do.
Bu şimdi tamamen başarılabilir.
- This is totally achievable now.
Tom yapmak için başladığı işi başarmış gibi görünüyor.
- Tom appears to have achieved what he set out to do.
Thou hast achieved our liberty. - John Milton.
He hath achieved a maid / That paragons description. - Shakespeare, Othello, II-i.
Supposing faculties and powers to be the same, far more may be achieved in any line by the aid of a capital, invigorating motive than without it. - I. Taylor.
... that businesses can actually achieve setting up the first slide ...
... to see if we can peacefully achieve a goal ...