acele ettirerek

listen to the pronunciation of acele ettirerek
Turkish - English
festinately
{a} hastily, speedily
acele et
hurry up

You'd better hurry up. - Acele etsen iyi olur.

Hurry up. You'll be late for school. - Acele et. Okula geç kalacaksın.

acele et
(Argo) get cracking
acele et
look lively
acele et
{f} hurried

Nick hurried to catch the bus. - Nick otobüsü yakalamak için acele etti.

We hurried to catch the bus. - Biz otobüse yetişmek için acele ettik.

acele et
{f} rushed

Tom rushed to open the door. - Tom kapıyı açmak için acele etti.

Although you rushed, you're not ready. - Acele etmene rağmen, sen hazır değilsin.

acele et
{f} bustle
acele et
{f} hurrying

I don't see any reason for hurrying. - Ben acele etmek için herhangi bir neden görmüyorum.

Hurrying leads to mistakes being made. - Acele etmek hataların yapılmasına yol açar.

acele et
{f} rush

Although you rushed, you're not ready. - Acele etmene rağmen, sen hazır değilsin.

There's no need to rush. - Acele etmeye gerek yok.

acele et
{f} scurry
acele et
{f} bustling
acele et
{f} hurry

Hurry up, or you will be late for the last train. - Acele et, yoksa son treni kaçıracaksın.

Hurry up. You'll be late for school. - Acele et. Okula geç kalacaksın.

acele et
look sharp
acele et
look slippy
acele et
hurry up!
acele et
come along
acele et
step on it
acele et
snap to it
acele et
snap it up
acele ettirerek
Favorites