accurate (instrument)

listen to the pronunciation of accurate (instrument)
English - Turkish
doğru (enstrüman)
sensitive
duyarlı

O, soğuğa karşı çok duyarlıdır. - He is very sensitive to cold.

Bir köpek kokuya duyarlıdır. - A dog is sensitive to smell.

sensitive
hassas

Tom soğuğa karşı çok hassastır. - Tom is very sensitive to cold.

Müşterilerin şikayetleri hassas bir konuyla ilgiliydi. - The customer's complaint was about a sensitive issue.

sensitive
{s} içli
sensitive
çabuk etkilenen
sensitive
(Tıp) sansitif
sensitive
duyar

O, soğuğa karşı çok duyarlıdır. - He is very sensitive to cold.

Eleştiremeyecek kadar çok duyarlısın. - You are too sensitive to criticism.

sensitive
hassaslık
sensitive
narin
sensitive
çok duygusal
sensitive
alıngan

O kadar alıngan olma. - Don't be so sensitive.

sensitive
duyguları çok iyi belirten
accurate instrument
Doğru araç
sensitive
(Biyoloji) sensitif
sensitive
hassas kimse
sensitive
alıngan kimse
sensitive
(Askeri) HASSAS: Açıklanması himayesinde bulundurduğu kişinin güvenliğine tehdit, yüz kızarıklığı ve ihlal oluşturan özel koruma gerektiren. Bir kuruluş, tesis, şahıs, mevki-makam, doküman, malzeme veya faaliyete tatbik edilebilir
sensitive
{s} to -e duyarlı, -e hassas
sensitive
(sıfat) duyarlı, hassas, alıngan, duygulu, içli
English - English
sensitive
accurate (instrument)
Favorites