accomplishing, or able to accomplish, results quickly; active; sharp; clever

listen to the pronunciation of accomplishing, or able to accomplish, results quickly; active; sharp; clever
English - Turkish

Definition of accomplishing, or able to accomplish, results quickly; active; sharp; clever in English Turkish dictionary

smart
{s} kurnaz
smart
{s} akıllı

Köpeğin akıllı olduğunu düşünmüyor musun? - Don't you think the dog is smart?

Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır. - My boyfriend is smart, handsome, and friendly too.

smart
{s} uyanık
smart
acımak
smart
{f} canı yanmak
smart
üzülmek
smart
{s} arsızca ve zekâ dolu bir
smart
{s} büyük

Tom'un yeni akıllı telefonu gerçekten büyük. Artık bir telefona bile benzemiyor. - Tom's new smartphone is really big. It doesn't even look like a phone anymore.

smart
{s} önemli

Teorinin ne kadar güzel olduğu önemli değil, ne kadar akıllı olduğun önemli değil. Eğer o deneyle uymuyorsa, o yanlıştır. - It doesn't matter how beautiful your theory is, it doesn't matter how smart you are. If it doesn't agree with experiment, it's wrong.

Ne kadar akıllı olduğun önemli değil. Eğer çok çalışmazsan asla başarılı olmayacaksın. - It doesn't matter how smart you are. If you don't work hard, you'll never succeed.

smart
{s} kuvvetli (bir şey)
smart
acıtan
smart
{s} yakışıklı

Tom tatlı, akıllı ve yakışıklıdır. - Tom is sweet, smart, and handsome.

Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır. - My boyfriend is smart, handsome, and friendly too.

smart
{s} yeni

Tom yeni bir akıllı telefon almak istiyor. - Tom wants to buy a new smartphone.

Tom'un yeni akıllı telefonu gerçekten büyük. Artık bir telefona bile benzemiyor. - Tom's new smartphone is really big. It doesn't even look like a phone anymore.

smart
miktar
smart
keder
smart
{s} hoş

Mary'den daha akıllı ama Mary kadar hoş değil. - She's smarter than Mary, but she's not as pretty as Mary.

smart
yaralanan asker veya işçilere tazminat olarak verilen para
smart
(sıfat) zeki, akıllı, şık, kafası çalışan, kurnaz, uyanık, açıkgöz, anasının gözü, becerikli, canlı, yakışıklı, güzel, hoş, gösterişli, yeni, ukalâ, sert, keskin, şiddetli, önemli, büyük
smart
{s} şiddetli
smart
{s} gösterişli

Tom gösterişli ve güzel bir ev yapmak istiyor. - Tom wants to build an ostentatious and smart house.

English - English
smart
accomplishing, or able to accomplish, results quickly; active; sharp; clever

    Hyphenation

    accomplishing, or a·ble to accomplish, results quickly; active; sharp; cle·ver

    Pronunciation

Favorites