Benim onun kitaplığına erişimim var.
- I have access to his library.
Onun belgelere erişim hakkı vardı.
- He had access to the papers.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Onların kütüphaneye giriş izinleri var.
- They have access to the library.
Uzak bilgisayarlarıma erişmek için sık sık SSH'ı kullanırım.
- I often use SSH to access my computers remotely.
Sami, Leyla'nın parasına erişmek istiyordu.
- Sami wanted to access Layla's money.
Ben aksesuarlar olmadan çıplak hissediyorum.
- I feel naked without accessories.
Tom'un mağazası golf sopası, top, ayakkabı ve diğer aksesuarları satmaktadırç
- Tom's store sells golf clubs, balls, shoes and other accessories.
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
- Everyone has the right of equal access to public service in his country.
Kablo olmadan internete ulaşmak mümkündür.
- It is possible to access the Internet without a wire.
Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!
- Get both a phone and internet access in a single package!
Nedense benim e-postama erişemedim.
- For some reason I couldn't access my e-mail.
Piknik alanına kara yolu ile kolayca ulaşılabilir.
- The picnic area is easily accessible by road.
Yere kara yoluyla ulaşılamaz.
- The place is not accessible by land.