They've suffered enough.
- Onlar yeterince acı çekti.
Since the death of her husband, Cristina has suffered a lot.
- Kocasının ölümünden beri Cristina çok acı çekti.
Do you think that plants feel pain?
- Bitkilerin acı çektiğini mi düşünüyorsun?
My wife is suffering from pneumonia.
- Eşim zatürreden dolayı acı çekiyor.
He is suffering from a serious illness.
- Ciddi bir hastalıktan ötürü acı çekiyor.
The injury caused the athlete great pain.
- Yara atletin büyük acı çekmesine sebep oldu.
You look like you're in pain.
- Acı çekiyor gibi görünüyorsun.