abundant; existing in large amounts; sufficient

listen to the pronunciation of abundant; existing in large amounts; sufficient
English - Turkish

Definition of abundant; existing in large amounts; sufficient in English Turkish dictionary

plenty
{i} bolluk
plenty
gayet
plenty
ganilik
plenty
çokluk
plenty
bol miktar

Köyde bol miktarda kirpi olacağına söz verdin! - You promised that there would be plenty of hedgehogs in the village!

Masada bol miktarda taze yumurta var. - There are plenty of fresh eggs on the table.

plenty
çok bol
plenty
dili bol bol
plenty
{s} bir yığın
plenty
yetecek kadar
plenty
{s} pek çok

Pek çok insana danıştık. - We consulted plenty of people.

Pek çok çocuğun seninle dışarı çıkmak istediğini biliyorum. - I know that plenty of guys want to go out with you.

plenty
(sıfat) çok, bir yığın, pek çok, bol
plenty
{i} bereket
plenty
{s} bol

Bu yıl bol yağmur vardı. - We have had plenty of rain this year.

Köyde bol miktarda kirpi olacağına söz verdin! - You promised that there would be plenty of hedgehogs in the village!

plenty
dili pek çok
plenty
tamamen
plenty
bereketli
plenty
(zarf) bol bol, çok, gayet, tamamen
plenty
oldukça

Bu daktilo oldukça sık kullanılmıştır. - This typewriter has seen plenty of use.

plenty
fazla

Salonda çok fazla misafir vardı. - There were plenty of guests in the hall.

Çok daha fazlasına sahibim. - I've got plenty more.

English - English
{s} plenty
abundant; existing in large amounts; sufficient
Favorites