Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

absurd; ridiculous; despicable; contemptible

listen to the pronunciation of absurd; ridiculous; despicable; contemptible
English - Turkish

Definition of absurd; ridiculous; despicable; contemptible in English Turkish dictionary

foolish
{s} aptalca

Aptalca davrandın,bunun hesabını ödeyeceksin. - You've acted foolishly and you will pay for it.

Onlar anlaşmanın aptalca olduğunu söyledi. - They said the deal was foolish.

foolish
{s} ahmak

O Tom'un ahmaklığıydı. - That was foolish of Tom.

O ne kadar ahmak olduğunu düşündü. - He thought how foolish he had been.

foolish
{s} akılsız

Ona inanacak kadar akılsızdım. - I was foolish enough to believe him.

foolish
{s} aptal

Onlar anlaşmanın aptalca olduğunu söyledi. - They said the deal was foolish.

İstasyona kolayca yürüyebilirken bir taksiye binmek aptalca. - It's foolish taking a taxi when you can easily walk to the station.

foolish
{s} sersem
foolish
enayice
foolish
{s} ahmak, budala, aptal (kimse); ahmakça, budalaca, aptalca (şey)
foolish
akılsız mantıksız
foolish
saloz
foolish
ahmakça

Tom ahmakça bir şey yapmış. - Tom has done something foolish.

foolish
absürd
foolish
habeci
foolish
abes
foolish
saçma

Nasıl böyle saçma bir hata yapabilirsin? - How could you make such a foolish mistake?

Yeniden ödeyerek saçmalık etti. - It is foolish of him to pay for it again.

foolish
budalaca
foolish
saçma sapan
foolish
boş laf
foolish
(sıfat) aptal, sersem, enayi, akılsız, ahmak, aptalca, saçma, gülünç
foolish
foolishness enayilik
English - English
foolish