Yurt dışı şubeleri seçkin ürünleri dışarı çıkarıyor.
- Overseas subsidiaries are putting out top-of the-line products.
Onun büyük geliri ona her yıl yurt dışında seyahat etmesini mümkün kılıyor.
- His large income makes it possible for him to travel overseas every year.
Yurtdışı gıda ihracatları tarım dayanaklarından biridir.
- Overseas food exports are one of the mainstays of agribusiness.
Ürünlerimiz yurtdışında iyi satar.
- Our products sell well overseas.
Her yıl denizaşırı ülkelere gider.
- He goes overseas every year.
Gemi denizaşırı ülkelerden geldi.
- The ship came from overseas.
Babam şimdiye kadar denizaşırı ülkelerde bulunmadı.
- My father has never been overseas until now.
Genelde Japon arabaları denizaşırı ülkelerde daha popüler.
- Generally speaking, Japanese cars are popular overseas.
Her yıl denizaşırı ülkelere gider.
- He goes overseas every year.