about to happen; imminent or impending

listen to the pronunciation of about to happen; imminent or impending
English - Turkish

Definition of about to happen; imminent or impending in English Turkish dictionary

pending
{s} askıda olan
pending
askıya alınmış
pending
ufukta gözüken
pending
-e kadar
pending
kararlaştırılmamış
pending
vuku buluncaya kadar
pending
beklemede

Soruşturma hâlâ beklemede. - An investigation is still pending.

pending
askıda

Tom'un davası askıda kalıyor. - Tom's case is pending.

pending
{s} -inceye kadar; -e kadar
pending
{e} kadar
pending
{s} gelen, ufukta gözüken. edat
pending
{e} boyunca
pending
beklerken
pending
{s} sırasında, esnasında
pending
{s} eli kulağında
pending
henüz bir karara bağlanmamış
pending
(sıfat) asılı, sarkan, askıda olan, karara bağlanmammış olan, yakın, eli kulağında
pending
{s} asılı
English - English
pending
about to happen; imminent or impending
Favorites