about to happen, imminent

listen to the pronunciation of about to happen, imminent
English - Turkish

Definition of about to happen, imminent in English Turkish dictionary

upcoming
yaklaşan

Tom yaklaşan gezilerinde arabayı en fazla Mary'nin sürmesi gerektiği konusunda aynı fikirdedir. - Tom agrees that Mary should do most of the driving on their upcoming trip.

Tom yaklaşan oyun hakkında heyecanlı. - Tom is excited about the upcoming game.

upcoming
Gelen, gelecek olan, sırada olan
upcoming
{s} meydana gelmek üzere olan
upcoming
{s} olmak üzere olan
English - English
{s} upcoming
about to happen, imminent
Favorites