Onun, Paris'e hareket ettiği gün yağmurlu idi.
- The day she started for Paris was rainy.
Kaza yağmurlu bir günde oldu.
- The accident happened on a rainy day.
Tom Mary ile üç yıl önce yağışlı bir mevsim sırasında ilk kez karşılaştı.
- It was during the rainy season three years ago that Tom first met Mary.
Hava tahmini göre, yağışlı mevsim önümüzdeki hafta başlayacak.
- According to the weather forecast, the rainy season will set in next week.